Tohoshinki’nin, Japon
dergisi 『anan』ile 2017 Ekim sayısı için yaptığı
işbirliğinin röportaj kesiti!
Yunho:
‘’Bu,
bizim için başka bir dönüm noktası. Bu merdivende büyük bir basamak
atlayabileceğimizi çok güçlü bir şekilde hissediyorum.’’
Changmin:
‘’Canlı
performanslarımızdaki ısıyı, nefesleri ve teri özledim. Gerçekten birlikte geri
dönebildiğimiz ve aktivitelerimize tekrar başlayabildiğimiz için çok
mutluyum.’’
İki yıllık boşluklarından sonra
aktivitelerine yeniden başladılar. ‘’Bromance’’ için kendilerini çok mu
zorluyorlar?
Sizi görmeyeli uzun zaman oldu.
Bu günü dört gözle bekliyordum.
YH: Teşekkür ederiz! Bir dergi için çekim
yaptıktan sonra gerçekten işime geri döndüğümü hissettim.
CM: Terhis olduktan sonra biraz boş zamanım olur
diye, bugünleri sabırsızlıkla bekliyordum. Ama şirketimdeki insanlar bana karşı
o kadar kibar değiller. (gülüyor) Mesela bugün, saat sabah 5’e kadar,
konserimizde gösterilecek bir VCR çektik…
Ve zaten öğle saatlerine kadar
stüdyodaydın…
CM: Evet, geri döndüm… Ve bu benim için o kadar
da kolay değil. (gülüyor)
Changmin-san, terhis olduktan 3 gün sonra bir basın
konferansı turuna çıktın. 2 gün boyunca aktivitelerine geri döndüğünü ilan
etmek için, Kore’de, Japonya’da ve Hong Kong’daydın.
CM: Bu iki yıl boyunca hiç uçağa binmedim. Bu
yüzden, ‘’Uçağa binmek istiyorum artık.’’ Diye düşünüp duruyordum. Lakin bunu,
böyle bir gezi dâhilinde planladığım söylenemez. (gülüyor)
YH: Hahaha! Ama bence, bizi bekleyen insanlara,
onları nasıl hemen görmek istediğimizi ispatlamış olduk. Gerçekten basın
konferanslarımızda o kadar fazla kişi görünce çok şaşırdım ve çok etkilendim.
CM: Evet, bu doğru! Çok özel bir şey
deneyimledik. Fiziksel olarak benim için biraz zordu ama insanlara bunu hâlâ
yapabildiğimizi göstermiş olduk.
YH: Dürüst olmak gerekirse, ben çok gergindim!
Yunho-san, Seul’deki basın
konferansında herkese bromance’in kimyasını göstereceğini beyan etmiştin.
*Bro romance :İki heteroseksüel
erkeğin birbirine beslediği sevgi, kardeşçe duygular, kankalık.
YH: (Changmin’e bakıyor) Son zamanlarda bir bro
romance içerisindeyiz, öyle değil mi? Eskiden
kol kola girmeye ya da birbirimizin omzuna kolumuzu atmaya çok utanırdık. Bu
yüzden böyle çok fotoğrafımız yok… Ama son günlerde böyle şeyleri çok fazla
yapmaya başladık.
CM: Evet, birbirimize arkadaşça davranırken iş
yapıyoruz! (gülüyor)
Birbirinizle sıkça görüştünüz mü?
CM: Bazen Yunho’yu aradım ve dışarıya yemeğe
davet ettim ve birkaç kez de menajerlerimizle birlikte çay içmeye gittik. Çok
sık görüşemedik. Arada bir…
Yunho’yu ne zaman aradın ya da
onu özledin mi?
CM: Bekle biraz… Bu kulağa sanki biz birbirimize
aşıkmışız gibi geliyor, değil mi? Öyle bir şey değil. Ben daha çok Yunho’nun
neler yaptığını merak ediyordum. Onunla
iş hakkında konuşmak istiyordum. Bu, ‘’Ah, ben Yunho’yu özledim♡ Onun sesini duymak istiyorum ♡’’ gibi bir şey değil.
YH: Evet, tabii ki! Biz ikimiz de kadınlardan
hoşlanıyoruz. Ama astlarımızı televizyonda izlerken,
onların TVXQ gibi olmak istediğini duydukça ‘’Ah, Changmin ile yürüdüğüm bu yol
yanlış değil.’’ Diyordum kendi kendime ve o zamanlar onu dehşet özlüyordum.
Şimdi, iki yıl aradan sonra
aktivitelerinize geri dönme şansı buldunuz. Birbirinizi bu kadar uzun bir
aradan sonra ilk kez gördüğünüzde aklınızdan neler geçti?
CM:
Ben Yunho’nun biraz kilo almış olabileceğinden ve iki yılın ardından
biraz yaşlanmış olabileceğinden korktum açıkçası. Fakat beklediğimin aksine
fazlasıyla uyumlu ve tarz duruyordu. Bu beni rahatlattı.
YH:
Ne diyorsun sen ya? (gülüyor) Changmin de benim bildiğim Changmin’den
farklı görünüyordu. Belki de sadece ben böyle düşünüyorumdur bilemiyorum.
Genelde kendini hep sert gösterirdi ve kişiliğinin arkasına cesur bir fon
koyardı. Ama şimdi daha nazik ve yumuşak bir aurası var. Changmin’in ilk
buluştuğumuz zaman ‘’Sıkı çalışacağım!’’ dediği o anı unutamıyorum. Changmin’in
işine ve hayata karşı daha pozitif bir bakış açısı kazandığını hissettim.
CM:
Karakterimi değiştirmek için özel bir çaba sarf etmedim. Belki de
beraber çalıştığım arkadaşlarımdan etkilenmişimdir.
Şirketinden iki kişiyle birlikte yaptın
askerliğini, öyle değil mi?
CM:
Evet, doğru! (gülüyor)
Şimdi iki yıl ayrı kaldıktan sonra
yeniden bir aradasınız. Birbirinizin varlığı hakkında ne düşünüyorsunuz?
YH:
Changmin benim için… O benim evim. Solo aktivitelerim için elimden
gelenin en iyisini yapabilirim çünkü geri dönebileceğim Changmin diye bir evim
var.
CM:
Benim için de aynı şekilde. O benim ailem. Fanlarım da öyle. Bu iki yıl
boyunca ‘’ailemden’’ uzakta bir yerlerdeydim ve bu, onların varlığının benim
için ne kadar önemli olduğunu anlamamı sağladı. Onların her zaman benimle
olduğunu daha da çok fark eder oldum. Şu
andan itibaren içimde hissettiğim bu tip duyguları yüksek sesle dile getirmeye
daha da çok dikkat edeceğim.
YH:
(Büyük bir gülümsemeyle) Benim için de geçerli mi? Hayranlarımızdan
bahsetmişken, benim için fanlarımız, benim anne babam gibi. Bence onlar tıpkı
ebeveynlerin çocuklarına yaptıkları gibi bizi doğru yola yönlendiriyorlar.
CM:
(Başını onaylarcasına sallıyor.)
‘’Bu bizim için başka bir dönüm noktası.
Hayallerimiz için sıkı çalışacağız!’’
Kasımda 5 dome stadyumunda turneye çıkacaksınız.
Ne tür bir canlı performans bekliyorsunuz?
CM:
Hepinizin önünde sahnede durabileceğimiz bu fırsatı ikimiz de çok uzun
zamandır bekliyorduk. Terlemeyi ve derin derin nefes alıp vermeyi özledik. Ve
mekandaki sıcaklığı hissetmeyi… Bütün hepsini zihnimde ve vücudumda hissetmeyi
gerçekten özledim.
YH:
Fanlarımızın da bizimle aynı şeyleri hissettiğine inanıyorum. Umarım
düşüncülerimizi konserimizde birbirimize fırlatabiliriz.
CM:
Onları yakalayacağım!
Lütfen ‘’tsundere’’ olmayın ve sevginiz
hakkında konuşun olur mu?
*Tsundere: İlk
başta gergin, somurtkan ve hatta öfkeli tutumları olan bir kişinin, bir olay
neticesinde aniden içten, samimi ve hatta mütevazı bir kişiliğe bürünmesi
durumunu açıklayan terimdir.
CM:
Deneyeceğim! (gülüyor)
YH:
Ah, hazır laf açılmışken, yakında çok göğüslü bir albüm yayınlayacağız!
Turnemizden önce…
CM:
(fısıldayarak) Göğüs değil iyi!
YH:
(Elini göğsüne koyarak) Oh,
bu değil!
(Bütün personel bu kısımda gülmekten
patlayacak hale geliyor… Göğüs kelimesiyle en iyisi kelimeleri Japonca’da
birbirine çok yakın telaffuzlara sahip. Yunho karıştırınca Changmin onu
düzeltiyor. Ve hemen toparlamak için kıvranan bir Yunho görüyoruz.)
YH:
Albüme bütün göğsümüzü (kalbimizi) ekledik. O yüzden göğüslü albüm
dedim. Anladınız mı? Hani espri şeysi. Hahahaha (bu kısımda tek başına gülüyor).
Her halükarda ‘’en iyisi’’ olan bu albümümüz için bazı şarkıları yeniden
kaydettik. Eğer hepiniz Tohoshinki’nin rengini hissedebilirseniz bu gerçekten
harika olur.
Gerçekten dört gözle bekliyorum. Bununla
ilgili son olarak, fanlarınıza tutkunuzu hissettirecek birkaç mesaj
yollayabilir misiniz?
YH:
İlginç bulduğum bir şey var ki o da iki yıllık boşluğumuz bizim için
dönüm noktası oldu ve birkaç basamak tırmandık. Kendimizi geliştirme fırsatı
bulabildiğimiz için bu konuda oldukça pozitifim. Ve… Tutkulu bir mesaj verme
konusuna gelirsek, Changmin bu işte gerçekten bir numara. Sendeyiz Changmin!
CM:
Pekala, iki yılın hiç de kısa olmadığı gerçeğine rağmen sizler bizi
beklediniz. Size kalbimin derinliklerinden gelen minnettarlığımı sunuyorum.
Yunho ve ben tabii ki… (mırıldanıyor) ve şirketimiz de. Bizi bekleyerek
geçirmiş olduğunuz bu iki yılın boşa geçmiş zaman olmadığını kanıtlamak için
elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Hayallerimize ulaşmak için
performanslarımızda, müziğimizde ve Tohoshinki’nin diğer aktivitelerinde sıkı
çalışacağız. Lütfen bizi desteklemeye devam edin!
10 yıl sonra Changmin’in nasıl biri
olacağını düşünüyorsun?
YH:
Changmin’in baba olmak için güçlü bir arzusu var. Bu yüzden bence 2027
yılında muhtemelen evlenmiş ve baba olmuş olacaktır. Eskiden onun çok katı bir
baba olacağını düşünürdüm ama bugünlerde onun, parklarda diğer babalarla iyi geçinen
nazik bir baba olacağı hissi var üzerimde. Hatta bazen çocuklarına kısa bir
süreliğine göz kulak olması için yardım bile isteyecektir diğer
babalardan.(gülüyor) Elbette beklentim Tohoshinki ve aktör olarak da çok sıkı
çalışması üzerine. Bence birçok farklı yeteneğini gösterirken fantastik
hayatının keyfini çıkaracaktır.
10 yıl sonra Yunho’nun nasıl biri
olacağını düşünüyorsun?
CM:
Bence tıpkı şu an olduğu gibi olacak. Yunho bu iki yıldan sonra bile
aynı Yunho olarak kaldı. Genelde insanlar şöhretten uzaklaştıkları zaman aynı
kalmayı beceremezler. Sadece değer duygusunun biraz değiştiğini söyleyebilirim.
Ama nezaketi, pozitif aurası ve elbette tutkusu aynı kalmış vaziyette. Yunho her
koşulda Yunho! Hiçbir şey onu etkileyemiyor. Onun bu özelliğini çok havalı
buluyorum. Orijinal planına sadık biri. Yunho böyle bir adam. Bana göre, Yunho
10 yıl sonra da benim ailem olacak.
YUNHO!
Bu iki yıl
boyunca kendime vakit ayırabilecek çok zamanım oldu ve bir sürü hobi edindim.
Şimdi kıyafetleri tekrar kullanılabilir hale getirmeyi becerebiliyorum mesela.
Bir mağazaya kendi tasarımımı sundum ve bunu yapıp yapamayacaklarını sordum. Örneğin
eski bir tişörtümü çantaya dönüştürdüm. Havası inmiş bir basketbol topuna
fermuar takarak onu bir çantaya dönüştürdüm. Kendi aranjmanlarımın tadını çıkarıyorum.
Zevkli bir insan mıyım? Bu konuda pek özgüvenli konuşamayacağım. (gülüyor) Ama
stilistim fikirlerimin çok güzel olduğunu söylüyor. ‘’Böyle bir şeyi daha önce
hiç düşünmemiştim ama çok zevkli bir insansın!’’ gibi iltifatlar alıyorum.
İnsanlar
genellikle A kan grubu tipinden biri insan gibi olmadığımı söylerler, ama bir
şeyler tasarladığım zaman, bence A kan grubunun narin kişiliğinin
avantajlarından yararlanabiliyorum. Sanatçı beynimi canlandırmak için, müzeleri
ziyaret etmeye başladım. Ayrıca kafamda ortaya çıkan kelimeleri pop yazı
fontunu kullanarak yazıp çizmeyi de seviyorum. Çizgiler ekliyorum ya da baş
aşağı yazıyorum. Harflerle oynuyorum ve şekillerini değiştiriyorum. Biraz zaman
geçtikten sonra onlara tekrar baktığım zaman, onları yazarken aklımdan neler
geçtiğini ve o anki psikolojimi analiz edebilirim. Bu benim için günlük gibi
çalışıyor. Örneğin TVXQ yazıp ona ismimizin İngilizce
karşılığını ekliyorum.
Rahatlamak
istediğim zaman Tay masajına gidiyorum. Masörüm bana Tay masajı yapıp kilitlenmiş
kaslarımı ovduğu zaman hem bedenimden hem de ruhumdan bütün stres uçup gidiyor
ve kendimi tazelenmiş hissediyorum. Masörüm bana öncelikle kaslarımın hangi
kısmında sorun olduğunu soruyor. Ayrıca ben de masaj yapmayı öğrendim. Changmin’e
masaj yapar mıyım? Bunun için henüz biraz utangacım ama becerilerim geliştiği
zaman belki birazcık mıncıklayabilirim. Affedersin, sanki lütfedermiş gibi
konuştum, değil mi? (gülüyor)
CHANGMIN!
Sanırım
kişiliğimin ‘’tsundere’’ kısmı azaldı!
Şu an
endişemin en çok yoğunlaştığı şey saç stilim. Saçları benden daha uzun olan personellerimize
gıpta ediyorum. Ya da eski fotoğraflarıma baktığım zaman uzun saçlı halimi
özlüyor gibiyim. Şu anki kısa saçımdan nefret etmiyorum ama… Birazcık
utanıyorum. Saç modelim aynı zamanda Tohoshinki olarak çalıştığım tarzın bir
parçası bu yüzden saçımı biraz daha uzatmak ve daha tarz bir görünüşe sahip
olmak istiyorum. Aktivitelerime geri döndüm ve bu zihnimi nasıl
değiştirebileceğimle ilgili.
Eğlence
dünyasından uzaktayken, birlikte yaşadığım arkadaşlarımdan çok şey öğrendim ve
bu, kendim hakkında düşünebilmek için de bir fırsattı. İlk düşündüğüm şey ‘’artık
diğerlerine karşı daha kibar olmak’’ oldu. (gülüyor) Sanırım kişiliğimin ‘’tsundere’’
kısmı azaldı.
Şimdi çokça
kitap okuyorum. Kıdemlilerim bana ‘’Kitapların içinde, kendini bilinmeyen bir
dünyada bulabilirsin. Ne kadar çok kitap okursan o kadar çok bilgi ve
küresellik kazanırsın.’’ Derlerdi ki bu sözleri fazlaca doğruydu. Kitapları
sanki kendime bir ödül veriyormuşum gibi okuyorum. Bu, kendi içimde evrimleşmek
istiyormuşum gibi yansıyabilir… Kendi iç dünyamda büyük bir değişiklik yapmak
istiyorum.
En son ne
satın aldım? Terhis olduktan sonra mutlaka alacağım dediğim bir şey vardı. Ama
programım hemencecik düzenlendiği için, dışarıya çıkıp büyük bir şey almaya
vaktim olmadı. Bir çift gündelik kıyafet… Son aldıklarım bunlar. Şimdi düşündüm
de, keşke biraz pahalı bir şeyler alsaymışım. (gülüyor) Her halükarda şu an
yaptığım işin her bir zerresi benim için ayrı bir önem taşıyor. Çalışmalarıma
tekrar dönünce, bunun için ne kadar minnettar olduğumun farkına vardım.
Eng Trans by:
beriko0214
0 yorum:
Yorum Gönder