7 Şubat 2018 Çarşamba

[RÖPORTAJ/ÇEVİRİ] TVXQ -『anan』Ekim 2017 Röportajı

Tohoshinki’nin, Japon dergisi ananile 2017 Ekim sayısı için yaptığı işbirliğinin röportaj kesiti!



Yunho:
‘’Bu, bizim için başka bir dönüm noktası. Bu merdivende büyük bir basamak atlayabileceğimizi çok güçlü bir şekilde hissediyorum.’’

Changmin:
‘’Canlı performanslarımızdaki ısıyı, nefesleri ve teri özledim. Gerçekten birlikte geri dönebildiğimiz ve aktivitelerimize tekrar başlayabildiğimiz için çok mutluyum.’’


İki yıllık boşluklarından sonra aktivitelerine yeniden başladılar. ‘’Bromance’’ için kendilerini çok mu zorluyorlar?
Sizi görmeyeli uzun zaman oldu. Bu günü dört gözle bekliyordum.

YH: Teşekkür ederiz! Bir dergi için çekim yaptıktan sonra gerçekten işime geri döndüğümü hissettim.

CM: Terhis olduktan sonra biraz boş zamanım olur diye, bugünleri sabırsızlıkla bekliyordum. Ama şirketimdeki insanlar bana karşı o kadar kibar değiller. (gülüyor) Mesela bugün, saat sabah 5’e kadar, konserimizde gösterilecek bir VCR çektik…

Ve zaten öğle saatlerine kadar stüdyodaydın…

CM: Evet, geri döndüm… Ve bu benim için o kadar da kolay değil. (gülüyor)




Changmin-san,  terhis olduktan 3 gün sonra bir basın konferansı turuna çıktın. 2 gün boyunca aktivitelerine geri döndüğünü ilan etmek için, Kore’de, Japonya’da ve Hong Kong’daydın.

CM: Bu iki yıl boyunca hiç uçağa binmedim. Bu yüzden, ‘’Uçağa binmek istiyorum artık.’’ Diye düşünüp duruyordum. Lakin bunu, böyle bir gezi dâhilinde planladığım söylenemez. (gülüyor)

YH: Hahaha! Ama bence, bizi bekleyen insanlara, onları nasıl hemen görmek istediğimizi ispatlamış olduk. Gerçekten basın konferanslarımızda o kadar fazla kişi görünce çok şaşırdım ve çok etkilendim.

CM: Evet, bu doğru! Çok özel bir şey deneyimledik. Fiziksel olarak benim için biraz zordu ama insanlara bunu hâlâ yapabildiğimizi göstermiş olduk.

YH: Dürüst olmak gerekirse, ben çok gergindim!




Yunho-san, Seul’deki basın konferansında herkese bromance’in kimyasını göstereceğini beyan etmiştin.

*Bro romance :İki heteroseksüel erkeğin birbirine beslediği sevgi, kardeşçe duygular, kankalık.

YH: (Changmin’e bakıyor) Son zamanlarda bir bro romance  içerisindeyiz, öyle değil mi? Eskiden kol kola girmeye ya da birbirimizin omzuna kolumuzu atmaya çok utanırdık. Bu yüzden böyle çok fotoğrafımız yok… Ama son günlerde böyle şeyleri çok fazla yapmaya başladık.

CM: Evet, birbirimize arkadaşça davranırken iş yapıyoruz! (gülüyor)




Birbirinizle sıkça görüştünüz mü?
CM: Bazen Yunho’yu aradım ve dışarıya yemeğe davet ettim ve birkaç kez de menajerlerimizle birlikte çay içmeye gittik. Çok sık görüşemedik. Arada bir…



Yunho’yu ne zaman aradın ya da onu özledin mi?

CM: Bekle biraz… Bu kulağa sanki biz birbirimize aşıkmışız gibi geliyor, değil mi? Öyle bir şey değil. Ben daha çok Yunho’nun neler yaptığını merak ediyordum. Onunla  iş hakkında konuşmak istiyordum. Bu, ‘’Ah, ben Yunho’yu özledim Onun sesini duymak istiyorum ’’ gibi bir şey değil.

YH: Evet, tabii ki! Biz ikimiz de kadınlardan hoşlanıyoruz. Ama astlarımızı televizyonda izlerken, onların TVXQ gibi olmak istediğini duydukça ‘’Ah, Changmin ile yürüdüğüm bu yol yanlış değil.’’ Diyordum kendi kendime ve o zamanlar onu dehşet özlüyordum.



Şimdi, iki yıl aradan sonra aktivitelerinize geri dönme şansı buldunuz. Birbirinizi bu kadar uzun bir aradan sonra ilk kez gördüğünüzde aklınızdan neler geçti?

CM: Ben Yunho’nun biraz kilo almış olabileceğinden ve iki yılın ardından biraz yaşlanmış olabileceğinden korktum açıkçası. Fakat beklediğimin aksine fazlasıyla uyumlu ve tarz duruyordu. Bu beni rahatlattı.

YH: Ne diyorsun sen ya? (gülüyor) Changmin de benim bildiğim Changmin’den farklı görünüyordu. Belki de sadece ben böyle düşünüyorumdur bilemiyorum. Genelde kendini hep sert gösterirdi ve kişiliğinin arkasına cesur bir fon koyardı. Ama şimdi daha nazik ve yumuşak bir aurası var. Changmin’in ilk buluştuğumuz zaman ‘’Sıkı çalışacağım!’’ dediği o anı unutamıyorum. Changmin’in işine ve hayata karşı daha pozitif bir bakış açısı kazandığını hissettim.

CM: Karakterimi değiştirmek için özel bir çaba sarf etmedim. Belki de beraber çalıştığım arkadaşlarımdan etkilenmişimdir.

Şirketinden iki kişiyle birlikte yaptın askerliğini, öyle değil mi?

CM: Evet, doğru! (gülüyor)



Şimdi iki yıl ayrı kaldıktan sonra yeniden bir aradasınız. Birbirinizin varlığı hakkında ne düşünüyorsunuz?

YH: Changmin benim için… O benim evim. Solo aktivitelerim için elimden gelenin en iyisini yapabilirim çünkü geri dönebileceğim Changmin diye bir evim var.

CM: Benim için de aynı şekilde. O benim ailem. Fanlarım da öyle. Bu iki yıl boyunca ‘’ailemden’’ uzakta bir yerlerdeydim ve bu, onların varlığının benim için ne kadar önemli olduğunu anlamamı sağladı. Onların her zaman benimle olduğunu daha da çok fark eder oldum.  Şu andan itibaren içimde hissettiğim bu tip duyguları yüksek sesle dile getirmeye daha da çok dikkat edeceğim.

YH: (Büyük bir gülümsemeyle) Benim için de geçerli mi? Hayranlarımızdan bahsetmişken, benim için fanlarımız, benim anne babam gibi. Bence onlar tıpkı ebeveynlerin çocuklarına yaptıkları gibi bizi doğru yola yönlendiriyorlar.

CM: (Başını onaylarcasına sallıyor.)




‘’Bu bizim için başka bir dönüm noktası. Hayallerimiz için sıkı çalışacağız!’’
Kasımda 5 dome stadyumunda turneye çıkacaksınız. Ne tür bir canlı performans bekliyorsunuz?

CM: Hepinizin önünde sahnede durabileceğimiz bu fırsatı ikimiz de çok uzun zamandır bekliyorduk. Terlemeyi ve derin derin nefes alıp vermeyi özledik. Ve mekandaki sıcaklığı hissetmeyi… Bütün hepsini zihnimde ve vücudumda hissetmeyi gerçekten özledim. 

YH: Fanlarımızın da bizimle aynı şeyleri hissettiğine inanıyorum. Umarım düşüncülerimizi konserimizde birbirimize fırlatabiliriz.

CM: Onları yakalayacağım!



Lütfen ‘’tsundere’’ olmayın ve sevginiz hakkında konuşun olur mu?

*Tsundere:  İlk başta gergin, somurtkan ve hatta öfkeli tutumları olan bir kişinin, bir olay neticesinde aniden içten, samimi ve hatta mütevazı bir kişiliğe bürünmesi durumunu açıklayan terimdir.

CM: Deneyeceğim! (gülüyor)

YH: Ah, hazır laf açılmışken, yakında çok göğüslü bir albüm yayınlayacağız! Turnemizden önce…

CM: (fısıldayarak) Göğüs değil iyi!

YH: (Elini göğsüne koyarak) Oh, bu değil!
 (Bütün personel bu kısımda gülmekten patlayacak hale geliyor… Göğüs kelimesiyle en iyisi kelimeleri Japonca’da birbirine çok yakın telaffuzlara sahip. Yunho karıştırınca Changmin onu düzeltiyor. Ve hemen toparlamak için kıvranan bir Yunho görüyoruz.)

YH: Albüme bütün göğsümüzü (kalbimizi) ekledik. O yüzden göğüslü albüm dedim. Anladınız mı? Hani espri şeysi. Hahahaha (bu kısımda tek başına gülüyor). Her halükarda ‘’en iyisi’’ olan bu albümümüz için bazı şarkıları yeniden kaydettik. Eğer hepiniz Tohoshinki’nin rengini hissedebilirseniz bu gerçekten harika olur.




Gerçekten dört gözle bekliyorum. Bununla ilgili son olarak, fanlarınıza tutkunuzu hissettirecek birkaç mesaj yollayabilir misiniz?

YH: İlginç bulduğum bir şey var ki o da iki yıllık boşluğumuz bizim için dönüm noktası oldu ve birkaç basamak tırmandık. Kendimizi geliştirme fırsatı bulabildiğimiz için bu konuda oldukça pozitifim. Ve… Tutkulu bir mesaj verme konusuna gelirsek, Changmin bu işte gerçekten bir numara. Sendeyiz Changmin!

CM: Pekala, iki yılın hiç de kısa olmadığı gerçeğine rağmen sizler bizi beklediniz. Size kalbimin derinliklerinden gelen minnettarlığımı sunuyorum. Yunho ve ben tabii ki… (mırıldanıyor) ve şirketimiz de. Bizi bekleyerek geçirmiş olduğunuz bu iki yılın boşa geçmiş zaman olmadığını kanıtlamak için elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Hayallerimize ulaşmak için performanslarımızda, müziğimizde ve Tohoshinki’nin diğer aktivitelerinde sıkı çalışacağız. Lütfen bizi desteklemeye devam edin!



10 yıl sonra Changmin’in nasıl biri olacağını düşünüyorsun?

YH: Changmin’in baba olmak için güçlü bir arzusu var. Bu yüzden bence 2027 yılında muhtemelen evlenmiş ve baba olmuş olacaktır. Eskiden onun çok katı bir baba olacağını düşünürdüm ama bugünlerde onun, parklarda diğer babalarla iyi geçinen nazik bir baba olacağı hissi var üzerimde. Hatta bazen çocuklarına kısa bir süreliğine göz kulak olması için yardım bile isteyecektir diğer babalardan.(gülüyor) Elbette beklentim Tohoshinki ve aktör olarak da çok sıkı çalışması üzerine. Bence birçok farklı yeteneğini gösterirken fantastik hayatının keyfini çıkaracaktır.




10 yıl sonra Yunho’nun nasıl biri olacağını düşünüyorsun?

CM: Bence tıpkı şu an olduğu gibi olacak. Yunho bu iki yıldan sonra bile aynı Yunho olarak kaldı. Genelde insanlar şöhretten uzaklaştıkları zaman aynı kalmayı beceremezler. Sadece değer duygusunun biraz değiştiğini söyleyebilirim. Ama nezaketi, pozitif aurası ve elbette tutkusu aynı kalmış vaziyette. Yunho her koşulda Yunho! Hiçbir şey onu etkileyemiyor. Onun bu özelliğini çok havalı buluyorum. Orijinal planına sadık biri. Yunho böyle bir adam. Bana göre, Yunho 10 yıl sonra da benim ailem olacak.



YUNHO!

Bu iki yıl boyunca kendime vakit ayırabilecek çok zamanım oldu ve bir sürü hobi edindim. Şimdi kıyafetleri tekrar kullanılabilir hale getirmeyi becerebiliyorum mesela. Bir mağazaya kendi tasarımımı sundum ve bunu yapıp yapamayacaklarını sordum. Örneğin eski bir tişörtümü çantaya dönüştürdüm. Havası inmiş bir basketbol topuna fermuar takarak onu bir çantaya dönüştürdüm. Kendi aranjmanlarımın tadını çıkarıyorum. Zevkli bir insan mıyım? Bu konuda pek özgüvenli konuşamayacağım. (gülüyor) Ama stilistim fikirlerimin çok güzel olduğunu söylüyor. ‘’Böyle bir şeyi daha önce hiç düşünmemiştim ama çok zevkli bir insansın!’’ gibi iltifatlar alıyorum. 

İnsanlar genellikle A kan grubu tipinden biri insan gibi olmadığımı söylerler, ama bir şeyler tasarladığım zaman, bence A kan grubunun narin kişiliğinin avantajlarından yararlanabiliyorum. Sanatçı beynimi canlandırmak için, müzeleri ziyaret etmeye başladım. Ayrıca kafamda ortaya çıkan kelimeleri pop yazı fontunu kullanarak yazıp çizmeyi de seviyorum. Çizgiler ekliyorum ya da baş aşağı yazıyorum. Harflerle oynuyorum ve şekillerini değiştiriyorum. Biraz zaman geçtikten sonra onlara tekrar baktığım zaman, onları yazarken aklımdan neler geçtiğini ve o anki psikolojimi analiz edebilirim. Bu benim için günlük gibi çalışıyor. Örneğin TVXQ yazıp ona ismimizin İngilizce 
karşılığını ekliyorum.

Rahatlamak istediğim zaman Tay masajına gidiyorum. Masörüm bana Tay masajı yapıp kilitlenmiş kaslarımı ovduğu zaman hem bedenimden hem de ruhumdan bütün stres uçup gidiyor ve kendimi tazelenmiş hissediyorum. Masörüm bana öncelikle kaslarımın hangi kısmında sorun olduğunu soruyor. Ayrıca ben de masaj yapmayı öğrendim. Changmin’e masaj yapar mıyım? Bunun için henüz biraz utangacım ama becerilerim geliştiği zaman belki birazcık mıncıklayabilirim. Affedersin, sanki lütfedermiş gibi konuştum, değil mi? (gülüyor)




CHANGMIN!

Sanırım kişiliğimin ‘’tsundere’’ kısmı azaldı!
Şu an endişemin en çok yoğunlaştığı şey saç stilim. Saçları benden daha uzun olan personellerimize gıpta ediyorum. Ya da eski fotoğraflarıma baktığım zaman uzun saçlı halimi özlüyor gibiyim. Şu anki kısa saçımdan nefret etmiyorum ama… Birazcık utanıyorum. Saç modelim aynı zamanda Tohoshinki olarak çalıştığım tarzın bir parçası bu yüzden saçımı biraz daha uzatmak ve daha tarz bir görünüşe sahip olmak istiyorum. Aktivitelerime geri döndüm ve bu zihnimi nasıl değiştirebileceğimle ilgili.

Eğlence dünyasından uzaktayken, birlikte yaşadığım arkadaşlarımdan çok şey öğrendim ve bu, kendim hakkında düşünebilmek için de bir fırsattı. İlk düşündüğüm şey ‘’artık diğerlerine karşı daha kibar olmak’’ oldu. (gülüyor) Sanırım kişiliğimin ‘’tsundere’’ kısmı azaldı.

Şimdi çokça kitap okuyorum. Kıdemlilerim bana ‘’Kitapların içinde, kendini bilinmeyen bir dünyada bulabilirsin. Ne kadar çok kitap okursan o kadar çok bilgi ve küresellik kazanırsın.’’ Derlerdi ki bu sözleri fazlaca doğruydu. Kitapları sanki kendime bir ödül veriyormuşum gibi okuyorum. Bu, kendi içimde evrimleşmek istiyormuşum gibi yansıyabilir… Kendi iç dünyamda büyük bir değişiklik yapmak istiyorum.

En son ne satın aldım? Terhis olduktan sonra mutlaka alacağım dediğim bir şey vardı. Ama programım hemencecik düzenlendiği için, dışarıya çıkıp büyük bir şey almaya vaktim olmadı. Bir çift gündelik kıyafet… Son aldıklarım bunlar. Şimdi düşündüm de, keşke biraz pahalı bir şeyler alsaymışım. (gülüyor) Her halükarda şu an yaptığım işin her bir zerresi benim için ayrı bir önem taşıyor. Çalışmalarıma tekrar dönünce, bunun için ne kadar minnettar olduğumun farkına vardım.



Eng Trans by: beriko0214





0 yorum:

Yorum Gönder