20 Ocak 2018 Cumartesi

[RÖPORTAJ/ÇEVİRİ] TVXQ - SPUR Şubat 2018 Röportajı

Tohoshinki’nin, SPUR dergisiyle Şubat 2018 sayısı için yaptığı işbirliğinin röportaj kesiti.





Yunho ve Changmin ‘’değerli zamanlar ve sevgiyi hissetmek’’ hakkında konuştular.
‘’Ayrıldıktan sonra birbirimizin önemini daha iyi anladık…’

Fanlarınız ve SPUR geri dönmenizi dört gözle bekliyordu. Hepsinden önce, siz ikiniz bize iki yıl boyunca neler yaptığınızı anlatabilir misiniz?



YH: Evet. İki yıl önce, TVXQ’nun Yunhosu olarak çalışıyordum ama iki yıl boyunca kendimi, Jung Yunho olarak gözden geçirebilmem için önemli miktarda zaman harcadım. Sıkı bir şekilde çalışırken ne kadar yol aldığımı düşündüm. Aynı zamanda bir insan olarak, TVXQ’nun Yunhosu olarak ve Jung Yunho olarak bundan sonra hayatımı yönlendireceğim yolu da çokça düşünme fırsatım oldu. Ve tüm bunlar üzerinde kafa yormak beni gelecek hakkında heyecanlandırdı!

CM: Benim için tüm bu süreç, yeni bir dönüm noktasıydı. İçinde bulunduğum çevre daha önceki çevremden kesinlikle çok farklıydı ve çok zordu çünkü o tip bir hayata alışmak benim için çok zorlayıcı bir süreç oldu. Bazen kendimi oraya ait değilmişim gibi, varlığımla oradakileri rahatsız ediyormuşum gibi hissettim. Diğer yandan, önceden yapamadığım bazı şeyleri yapma fırsatı buldum. Kitap okumak, günlük tutmak gibi. Bence kendimi birçok yönden test edebildiğim için güzel bir tecrübe oldu.



Hiç takım arkadaşını düşündün mü ya da onu özledin mi?



CM: Evet, elbette! Yunho’nun her zaman benimle olmasına alışmıştım. Bu yüzden, o gittikten sonra, hayatımda ilk kez, onun varlığının öneminin benim için zannettiğimden de fazla olduğunu fark ettim. Aileniz için de aynı şey geçerli. Ailenizi bıraktıktan sonra, ‘’Ah, ailem benim için gerçekten önemli!’’ diyorsunuz. Tamamen aynı hisleri Yunho hyung için de tecrübe ettim. Ve sadece Yunho hyung için de değil. Fanlarımız ve personellerimiz için de… Bütün bu insanları, zaten her zaman yanımdalar gözüyle baktığım için hafife aldığımı fark ettim. Ve bu yaptığımın yanlış olduğunu… Bu yüzden, onlara her zaman minnettar olmam ve nezaketlerinin karşılığını ödemem gerektiği hakkında düşünmeye başladım.

YH: Evet. Changmin’in söylediğiyle ilişkili olarak… Öncesinde, biz 17 yıldır beraberdik ve Changmin her zaman, ben üzgün olduğumda da mutlu olduğumda da yalnız hissettiğimde de yanımdaydı. Ama aniden kayboldu ve ben bazen ‘’Ah, Changmin acaba şimdi ne yapıyordur?’’ diye düşünüyordum.  Ve televizyonda diğer sanatçıların sahnelerini gördüğümde ‘’Ben de Changmin ile birlikte ne kadar havalı olduğumuzu göstermek istiyorum!’’ diye kendi kendime söylenirdim. Bu yüzden Changmin’e bizim birbirimizi tamamladığımızı ve abisinin ne kadar olgunlaşmış olduğunu göstermek istedim. Ve düşündüğüm başka bir şey de… Changmin’ e baskı yapmamak… Biraz ağırdan almak iyi olacak… Umarım birbirimize duyduğumuz güven her zamankinden daha güçlü olur.



Çekimin teması  “O-ka-e-ri-na-sai” ve biz de eve geri döndüğünüz için böyle bir set ayarlamak istedik. Kore’de ikinizin ayrı evlerde yaşadığını duydum. Bize birkaç detay verebilir misiniz?

YH: Oturma odası en çok kullandığım yer. Çok büyük ve içerisinde fazla bir şey yok. Konsept bu. Aslında böyle bir oda yapmak niyetinde değildim ama yeni bir yere taşındım ve bir film izleme odası yapmak istedim. Bu yüzden öncelikle kanepeler ve büyük bir televizyon satın aldım. Ama fazlasıyla meşgul olduğum için henüz odayı tamamlayamadım. Yine de evimi ziyaret edenler, odanın bu haliyle kendine ait bir karakteri olduğunu söylüyorlar. Birçok iltifat aldım.



Sanırım odada fazla eşya yok ve oldukça boş… Konseptin bu, öyle değil mi?



YH: Evet. Ama shibui bir tarzı var. (Ç/N: Shibui: Japonca’da özellikle moda için kullanılan, mütevazı güzellikleri anlatan bir kelime) Duvarlar kirli beyaz ve odanın kendisi çok monoton. Bu yüzden bir arkadaşım ‘’Bu odanın tarzı biraz fazla erkeksi olmamış mı?’’ diye sordu bana. Şu anda kullanmadığım boş bir odam var ve orayı parti odası yapmak istiyorum.

CM: Oyun Dünyası gibi bir yer yapacak mısın?

YH: Evet, çoktan iki ‘’Oyun Dünyası’’ oyuncağım var bile. (gülüyor) Jenga ve Dart oyunları koydum… Ve diğer başka oyunlar da var. Oyunları sıra sıra koyacağım ve duvara da bir poster asmayı düşünüyorum. Stüdyo ışıklandırmaları koyacağım. Sadece o odam küçük. Dört kişiyle kolayca dolabilecek kapasitede. Ama aslında odayı harika yapan da bu… Çok heyecanlıyım!

CM: Don Kişot gibi mi?

YH: O kadar kalabalık olmayacak. (gülüyor) Changmin’in evi benimkinden tamamen farklı bir atmosfere sahip. Benim evim etrafı doğayla çevrili bir kenar mahallede ama onunki şehrin ortasında.

CM: Evet, doğru! Benim evimde, her bir odanın duvarı farklı renkte. Örneğin, oturma odamın duvarları ve zemini tamamen beyaz. Sakinleştirici bir atmosfer yaratan aydınlatma armatürlerini seviyorum. Bu yüzden odam biraz bar gibi görünüyor. Yemek yaparken ve arkadaşlarımla içerken eğlenebileceğim türden bir yer haline getirmeye çalıştım.



Koreli erkekler evde içmeyi mi seviyor?



CM: Bence bu biraz kişiye bağlı. Ben evde içmeyi diğer insanlardan biraz daha fazla seviyorum. Dışarıda içsem bile eve gelip tekrar içiyorum.

YH: Günü tamamlamak için bir bardak şarap mı içiyorsun?

CM: Evet. (gülüyor) İçmeyi seviyorum bu yüzden evimde bir ton alkollü içecek var. Ayrıca hoparlörleri tıpkı bir otelde olduğu gibi Bluetooth’la bağlamak için biraz sıkı çalıştım ve şimdi müziği evimin her yerinden eşit şekilde duyabiliyorsunuz.

YH: Vay canına! Çok tarzsın.

CM: Hoparlörlerin hepsini minik barakaların içine koydum. Bu evimle ilgili en iyi şey diyebilirim.




Bu günlerde aşkla ilgili düşüncelerinizde 20’li yaşlarınıza nazaran bir değişiklik var mı?



YH: Bence benim fikirlerim çok değişti. Özellikle geçen yıldan itibaren. Önceden daha çok güçlü zekaya sahip kadınlardan hoşlanırdım. Günlük yaşamımda ben liderim, bu yüzden özel hayatımda da birinin bana liderlik etmesini isterdim. Ama son zamanlarda, değer duygusunu paylaşan birileri bana daha çekici geliyor. Beni olduğum gibi sevebilmeli, benimle gülebilmeli ve ben her şeyimi onunla tartışabilmeliyim. Bütün mesele bu. Bu yüzden güzel olup olmaması o kadar da önemli değil. (gülüyor) Bununla ilgili ciddiyetle konuşmak gerekirse, eğer iyi anlaşırsak, benim gözümde o kadın gittikçe daha da güzelleşecektir.

CM: Dürüst olmak gerekirse, gençken, görünüş benim için gerçekten çok önemliydi. (gülüyor) Ama son günlerde benimle iyi anlaşabilen ve aynı hobilere sahip olduğum birileri daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Birlikteyken beni sakin hissettirebilecek biri, gerçi böyle de sıkıcı olacaktır. Her neyse, avantajlar ve dezavantajlar mevcut.

YH: Vay canına, aynı anda 4 farklı karakter ve deyim saydın.

CM: Tamam, o zaman beni sakin hissettirecek biri değil de daha çok güldürecek ve eğlenceli olacak bir insan. Böyle biri olabilir.



Kadınların giyim tarzı ve modaya uygunlukları sizin için önemli mi?



YH: Ben tenis ayakkabıları ve topuklularla güzel görünen kadınları hoş buluyorum. Beyaz bir tişörtün içinde bile harika görünebilen, basit malzemelerin içinde güzel olan kadınlar, giydiği her kıyafeti üstüne yakıştırabilen kadınlar… Eğer bir kadın daha çok gündelik kıyafetler giyiyorsa ve yakıştırıyorsa benim dikkatimi çeker.

CM: Topuklu ayakkabı demişken eğer ben topuklu ayakkabı giyen bir kadın görürsem ve topukları biraz yıpranmışsa gerçekten o kadından etkilenirim. ‘’Vay canına! Bu kadın gerçekten çok çalışıyor olmalı.’’ Diye düşünürüm. Ve bu beni yakalar.

YH: Bunu duyduktan sonra, muhtemelen birçok kadın oturup topuklu ayakkabılarını oyacak. (gülüyor)



Son olarak, beş dome stadyumu turunuzun ortasındasınız. Konserlerinizle ilgili coşkunuz ve gelecekle ilgili hırslarınız hakkında bize bir şeyler söyleyebilir misiniz?



YH: Son Japon turumuzda ‘’ I-tte-ki-ma-su!’’ (gidiyorum/ayrılıyorum) demiştim. Bu sefer bir sürü kişi beni beklediği için, sahnede “Ta-da-i-ma!’’ (geri döndüm/evdeyim) düşüncesiyle durdum. Umarım bu turne herkesin kalbini ısıtır ve herkes dünya üzerindeki en önemli yerin ‘’ev’’ olduğunu hisseder.

CM: Evet, kalabalığın da bizim de eğlenceyle dolup taşabilmemizi sağlayan ve yeniden buluşabileceğimiz bir yer olmasını istiyorum. Önceden, çok çalıştıktan sonra bitkinleştiğimde ‘’Ara vereceğim’’ deme eğilimindeydim. Ama bu iki yıl boyunca çalışma imkanım olmadığından ‘’Sahnede durmak istiyorum, bu şarkıyı da söylemek istiyorum…’’ gibi şeyleri çok istediğimi fark ettim. Özellikle Japonca şarkılarımızı söyleme fırsatı yakaladığımızda, bunu çok güçlü hissettim. Şimdi, istediğim kadar şarkı söyleyebildiğim için mutluyum.

YH: Ben de aynı şeyleri hissediyorum. Sadece havalı Tohoshinki’yi değil, kalpleri ısıtan Tohoshinki’yi de göstermek için elimden gelenin en iyisini yapacağım. Lütfen size olan minnettarlığımız ve bizim savaşçı ruhumuzla dolu turnemizi, yeni albümümüzü ve yeni teklimiz Reboot’u desteklemeye devam edin.

CM: Ayrıca yeni yıl da yaklaşıyor. Umarım hepiniz sağlıklı ve huzurlu kalırsınız.




Eng Trans by: @beriko0214

0 yorum:

Yorum Gönder